Okul Alışverişi
Yazar : Selin KASUTO, Uzman Psikolog – EMDR Terapisti
Yeni ders yılının ilk zilinin çalmasına sayılı günler var. Öğrencileri tatlı bir heyecan aileleri de çocuklarına okul alışverişi yapmak için bir telaş aldı. Okul giysileri ve malzemeleri satan mağaza ve kırtasiyelerin vitrinleri çoktan hareketlendi. Yeni çizgi film kahramanlarının süslediği, okul çantasından mataraya, defterden kaleme, cetvelden kalemliğe kadar o kadar çok çeşit, renk ve modelde ürün var ki, aileler hangisini alacaklarını şaşırıyorlar. Hemen hemen her reyonda üzerinde çizgi kahramanların resimlerinin olduğu ürünlere rastlamak mümkün.
İşte bu dönemde çocuklar hangi süslü kırtasiye malzemesi veya çantayı alacağı konusunda karar vermeye çalışırken, aileler de çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda çeşitli ikilemler yaşıyorlar. Bu dönemi anne babalar ve çocuklar arasında huzursuzluğa yol açmadan eğlenceli ve eğitici bir şekilde atlatabilmek için anne babaların birkaç önemli noktaya dikkat etmeleri ve önceden bir plan yapmaları gerekmektedir.
Okul alışverişi sırasında anne-babaların dikkat etmesi gereken noktalar
- Çocuğunuzun nelere ihtiyacı olduğunu belirleyin ve bir liste yapın.
- Bu listeyi oluştururken çocuğunuza da neler istediği hakkında fikrini sorun ve almak istedikleri öncelikli ürünler konusunda karar vermesine yardımcı olun.
- Çocuğunuzun temel ihtiyaçları dışındaki süslü, renkli ve çeşitli çizgi film karakterleriyle bezenmiş ürünlere yönelmek istemesi çok doğaldır. Bu konuda ne çok kısıtlayıcı ne de çok tavizkar olun. Alışverişe çıkmadan önce çocuğunuza bu tip ürünlerden kaç tane alabileceğini net bir şekilde anlatın ama hangilerini alacağına kendisinin karar vermesine izin verin.
- Bu tip ürünler çok dayanıklı olmayabilir ama sadece ev ödevi yapılırken kullanılan bir kalem çocuğunuzun motivasyonunu artttıran bir ödül olabilir.
- Çocuğunuz birlikte hazırladığınız listede olmayan bir ürünü alma konusunda ısrar ediyorsa, bu konuda taviz vermeyin.
- Alışveriş için çok fazla zaman harcamayın, alışverişte harcanan zaman arttıkça çocukların görüp almak istedikleri ürünler de artacaktır.
- Çocuğunuza bir iyilik yapın: her istediğini almayın. Her istediği şeye sahip olan çocuk bunun herzaman böyle olacağına dair bir beklenti geliştirir ve bu da kendisini bekleyen hayatla başa çıkma konusunda çocuğunuzu hazırlıksız kılar.
- Her istediğini elde eden çocuk, işlerin istendiği zaman ve kolaylıkla çözümlenebileceğine dair gerçekçi olmayan bir fikre kapılır. Bu fikir de, ben merkezli bir hayat görüşü edinmesine ve ilerde kuracağı kişiler arası ilişkilerde problem yaşamasına yol açabilir.
- Eğer çocuğunuz birlikte hazırladığınız listede olmayan bir ürünü alma konusunda çok ısrarcı davranıyorsa, onunla bir anlaşma yapın. Çocuğunuza evde sadece ona ait olan bir sorumluluk verin, ve yapılıp yapılmadığını düzenli olarak takip edin. Belirlenen süre içerisinde çocuğunuz sorumluluğunu düzenli olarak yerine getirirse, bir amaca ulaşmak adına plan yaptığı ve çaba sarfettiğini belirterek onu taktir edin ve istediği ürünü alın. Böylece çocuğunuz elde etmek istediği şeyler adına çaba sarfetmesi gerektiğini öğrenecek ve elde ettiği ödül, kolayca kendisine sunulan ödülden daha değerli olacaktır.
Özellikle ilkokula başlayan çocukların anne-babalarının okul alışverişi tamamlandıktan sonra da bu konuyla ilişkili olarak dikkat etmeleri gereken bir nokta daha vardır. Çocukların sahip olma kavramının tam olarak oturmadığı bu yaşlarda, çocuklar arkadaşına ait bir silgi veya kalemi beğenerek alıp eve getirebilirler. Böyle durumlarda anne-babalar çok net bir tutum sergilemeli, eve gelen eşyanın arkadaşına ait olduğunu, onu alamayacağını ve hemen ertesi gün okula götürerek arkadaşına geri vermesi gerektiğini açıklamalı ve bunun takibini yapmalıdır.
Anne-babalar aynı tutumu çocukları bazı eşyaları olmadan eve geldiğinde de göstermelidir. Çocuklarına eşyalarına sahip olmalarını, hiçbir arkadaşının eşyasını alamayacağı gibi kendi eşyalarını da arkadaşlarına hediye etmemesi gerektiğini anlatmalı ve arkadaşına hediye etmek istediği bir şey varsa bunu doğumgünlerinde yapabileceğini ifade etmelidir. Hediye alma ve verme işini sadece doğumgünleriyle sınırlamak, bu konuda çocukların kafalarında oluşabilecek yanlış bir tutumu da engelleyecektir.
Bir çocuk doğuştan gelen hayret hissini canlı tutacaksa, bunu paylaşacak ve içinde yaşadığımız dünyanın gizemini ve mutluluğunu yeniden keşfedecek en az bir yetişkinin ona eşlik etmesi gerekir.
Rachel Carson